Türk televizyon dizilerinin geniş yelpazesinde, önemli bir noktaya değinen “Magarsus” adlı dizi, portakal bahçelerinin yabancı sermayeye devredilmesi gerçeği üzerine düşündürücü bir perspektif sunuyor. Antik kent Magarsus’un sahil ilçesi Sarıbahçe’yi saran narenciye bahçeleri, Kurak ailesinin hikayesini anlatıyor. İlk bölümünü bizzat izlerken, içimi huzursuzluk kaplamadı. Berkay Ateş, Çağlar Ertuğrul, Merve Dizdar, Ercan Kesal, Yamaç Okur, Serkan Çakarer, Sümeyye Aydoğan, Cemre Ebuzziya, Burcu Gölgedar gibi yetenekli isimlerden oluşan kadro, doyurucu sahneler ve canlı karakterlerle diziye hayat veriyor. Müziğin yerinde kullanımı da dikkat çekici. Diğer açık kanallardaki gibi izleyiciyi sıkmıyor, tam aksine akıcı bir deneyim sunuyor.
Bahçelerin Satışı ve Dizi İçeriği
Dizinin ayrıntılarında, asıl önemli konu belirgin hale geliyor. “Irgat yok kardeş. Amerikan şirketine gitti. Hepsi iki kat para veriyor” şeklindeki bir sahnede, Osman Çavuş’un ağzından dile getiriliyor bu durum. Halil (Ercan Kesal) ise portakal bahçelerinin sahibi ve bahçe sahipleri birliği başkanı olarak, “Ben yaşadığım sürece Sarıbahçe’ye Amerikalılar giremez” diye haykırıyor. Trakya bölgesindeki Amerikan şirketlerinin tarlaları kapattığına dair haberleri duyarız ara sıra. Acaba Akdeniz’deki portakal bahçeleri de aynı akıbete mi uğruyor diye merak ediyor insan.
Dizi yönetmeni Yunus Ozan Korkut’a bu konuyu sordum. Adana’ya özgü bir yönetmen olan Korkut, aynı zamanda Ziraat Mühendisi. Dolayısıyla hem bölgeyi hem de toprağı iyi biliyor. Kendisine bu konu hakkında sordum ve cevabı ilgi çekiciydi. “Bahçeler satılmaya başlandı. Ancak birkaç yabancı sermaye şirketi öncesinde bölgede insansız tesisler kurdu ve meyve suyu ihracatına başladılar. Ancak bahçe toplama işlerinde yerel işçi bulma konusunda henüz kararlı adımlar atamadılar. Dizi olarak, bu durumun 4-5 yıl içinde gelecekte başımıza gelebilecekleri anlatıyoruz” dedi. Dikkate değer bir diğer ipucu ise, dizideki portakal temalı hikayenin çok daha geniş bir yelpazeye yayılacağıydı. Demek ki, “Magarsus” adı boşuna seçilmemiş!