Ünlü oyuncu Hazal Kaya, NTV’de yayınlanan “Empati” programına konuk oldu. Ahmet Mümtaz Taylan‘ın sorularını samimi bir şekilde yanıtlayan Kaya, özel hayatı ve duygusal dünyası hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Kaya, “Takıntılarım var mı?” sorusuna ilginç yanıtlar verdi. Kendine has ritüelleri ve astrolojiye olan ilgisini anlatan Kaya, sirke ve adaçayı kullanımından, astrolojik danışmanlığa kadar pek çok konuda kendine özgü yaklaşımlarını paylaştı. Oğlu Fikret Ali’nin doğumunun Merkür retrosuna denk gelmesi gibi ilginç anekdotlarla renklenen bu bölüm, Kaya’nın kişisel dünyasına dair ilginç bilgiler sunuyor.
Kaya, iki çocuğunun annesi olarak yaşadığı zorluklar ve duygusal mücadeleler hakkında da açık yüreklilikle konuştu. İlk çocuğundaki özgüvenin ikinci çocukta nasıl zorluklara dönüştüğünü, iş ve aile hayatı arasında denge kurma çabalarını samimi bir dille anlattı. “Baş edemiyorum. Zorlanıyorum.” diyen Kaya, 3,5 yıl arayla iki çocuk dünyaya getirmenin kendisini nasıl zorladığını anlattı.
Kaya, eşi Ali Atay ile olan ilk tanışma anısını da paylaşan Kaya, bu anının hem romantik hem de komik yönlerini seyircilerle paylaştı. Atay’ın kendisine olan ilk tepkileri ve Kaya’nın hoşlandığı kişiye nasıl yaklaştığı, dinleyenler için hem eğlenceli hem de duygusal bir hikaye sundu. Kaya, “Ali’yle ilk tanıştığımızda neredeyse dövüyordum onu. Ali ‘Hazal beni sevmedi galiba’ demiş, ben fenalık geçirmiştim, hoşlandığım için, söyleyemiyorum da! Abuk sabuk kötü davrandığım çocuğa, bi saçını çekmedim galiba, yok ben öyle demek istemedim falan diyor. Korkunç, rezalet!” dedi.
Kaya, hamileliğinin son günlerinde yaşadığı yangın felaketini anlatırken, bu zorlu deneyimi ve Çağatay Ulusoy’un olay sırasında kendisine verdiği destek hakkında konuştu. Bu anlatım, Kaya’nın yaşamındaki zorluklarla nasıl başa çıktığını ve dostlukların önemini vurguladı. “Fikret’e hamileyken yangın çıkmıştı. Sert olaydı… Allah’tan merdivenler taşmış, bodrum kat tamamen yandı, eğer merdivenler taş değil ahşap olsaydı bütün ev gidecekti…. Evdeki hayvanları çıkardım, kediler dama çıksınlar diye camı açtım, bütün evi is bastı çünkü… En son arabaları çektim, baktım çekemiyorlar. 9 aylık hamileyim ya ben! Çağatay Ulusoy kulakları çınlasın, aynı sitede oturuyorduk. Güvenlik Çağatay Bey’e gidin dedi, Çağatay kapıyı açtı, doğuruyorum sanmış. Çağatay olmasaydı; sağ olsun…”
Kaya, Halit Ziya Uşaklıgil’in ünlü eseri Aşk-ı Memnu’nun televizyon uyarlaması hakkında da düşüncelerini paylaştı. İki hamileliğinde de bu diziyi izlediğini ve karakterlerle özdeşleştiğini dile getirdi. “Romandaki Nihal’i çok seviyorum. Günümüzdeki Nihal’i çok farklı buluyorum. İki hamileliğimde de Aşk-ı Memnu’yu izledim, 2 kez izledim. İkinci izlediğimde çok üzüldüm Nihal’e. Varlık içinde yokluk…”
Kaya, 12 yıllık kedisi Leyla‘nın ölümünü de yürekten bir şekilde anlattı. Leyla’nın aile için ne kadar önemli olduğunu ve onun kaybının yarattığı boşluğu hissederek aktardı. “Kedimiz Leyla’nın ölümüyle çok üzüldük. 12 yıldır ailemizin bir parçasıydı. Çok güzel bir kediydi. Onsuz hayatımız eksik olacak. Hepimizin kalbinde yaşayacak.”
Kaya’nın açıklamaları, magazin gündeminde büyük yankı uyandırdı. Ünlü oyuncunun samimi açıklamaları, hayranlarından da büyük beğeni topladı.