Onur Karasu, genç yaşına rağmen istihbarat ajanı olarak daire başkanlığına yükselmiş ve amacı, Türkiye’nin en büyük kuyumculuk şirketinin sahibi olan ve kirli işlerde parmakları olan Civan Koral’ı yakalamaktır. Civan’ın yasadışı işlere dair belgeleri evindeki kasada sakladığına inanan Onur, bu belgelere ulaşabilmek için Civan’ın kardeşi Hilal ile bir ilişki başlatır.
Civan’ın yurt dışına yerleşeceğini öğrenen Onur, elini çabuk tutmalıdır. Ani bir kararla Hilal’e evlenme teklifi eder. Plan basittir: Nişan günü kasayı açacak ve orada bulunan Civan’ı tutuklayacaktır. Fakat bu karmaşık oyunun içinde hesaba katmadığı bir faktör vardır: Hilal’in yakın arkadaşı Ece.
Ece, Onur’un bu tehlikeli oyununu çözmeye çalışırken, fark edilir ve Onur tarafından yakalanır. Bu beklenmedik durum, Onur’un tüm planlarını altüst eder. Şimdi Onur ve Ece, bir yandan birbirlerine olan güvensizlikleriyle başa çıkmak, bir yandan da kirli işleri aydınlatmak için birlikte çalışmak zorundadır.
Onur ve Ece, aslında gece ile gündüz kadar farklı iki insan olsalar da, şimdi karmaşık ve tehlikeli bir oyunun içindeler. Hem aşkın hem de ihanetin gölgesi altında, bu iki zıt kutup hiç istemedikleri bir şekilde bir araya gelmişlerdir. Her ikisi de bu oyunda neyin gerçek, neyin yalan olduğunu anlamaya çalışırken, bir yandan da kendi içlerindeki savaşla yüzleşmek zorunda kalacaklar.