Melis İşiten’in YouTube kanalı Garaj’da yayınlanan Zaten Şov programının son konuğu, sevilen oyuncu Özge Borak oldu. 1 saat 13 dakikalık bu keyifli sohbette, Özge Borak hem kişisel hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu hem de oyunculuk kariyerinden psikolojik yolculuğuna uzanan geniş bir yelpazede izleyicilere iç dünyasını açtı. Programa, Melis’in enerjik sunumu ve Özge’nin kahkahalarla dolu doğal tavırları damga vurdu. Peki, Özge Borak bu uzun sohbette neler söyledi, hangi sorulara nasıl cevaplar verdi? İşte detaylı bir özet!

Programın Başlangıcı: Psikolojik Destek ve Sponsor Tanıtımı
Program, Melis İşiten’in psikolojik danışmanlığın önemine vurgu yaptığı duygusal bir girişle başladı. “Kişinin kendini iyi tanıyabilmesi için psikolojik destek almasının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum” diyerek, 5 yıldır bu alanda hizmet veren sponsorları H-ewell’i tanıttı. 17’den fazla uzmanla kaygı, stres, ilişki sorunları gibi konularda ücretsiz ön görüşme imkânı sunduğunu belirtirken, “850 binden fazla insan faydalandı, sen de bir göz at” önerisinde bulundu. Bu giriş, programın sadece eğlenceli değil, aynı zamanda anlamlı bir mesaj taşıdığını da gösterdi.
Özge Borak’ın Sıcak Karşılaması ve İlk İzlenimler
Özge Borak, alkışlarla sahneye adım attığında Melis’in “Gülüşünle tanınan bir kadınsın, kahkahana bayılıyorum” iltifatı, sohbetin samimi tonunu belirledi. Özge, bu övgüye “Ben de senin için aynısını söylüyorum” diyerek karşılık verdi ve programa neşeli bir başlangıç yaptı. Melis’in “Kendini nasıl hissediyorsun?” sorusuna ise Özge, “Olabildiğince iyi hissettiğim bir dönemdeyim, daha sakin bir iş programı sayesinde kendime vakit ayırabiliyorum” cevabını verdi. Ancak hemen ekledi: “Bir önceki dönem öyle değildi, şimdi durarak konuşuyorum.” Bu sözler, Özge’nin yoğun temposundan sıyrılıp daha dingin bir döneme geçiş yaptığını ortaya koydu.

Oyunculuk ve Hayat Dengesi: “Mental Olarak Yoruyor”
Melis, Özge’ye hem tiyatro hem dizi çekimlerini aynı anda nasıl yürüttüğünü sordu. Özge, geçen seneyi örnek vererek, “Dizi çekimleri yeni başlamıştı, iki oyun vardı, okul devam ediyordu… Sosyallik de lazım, insanız ya!” dedi ve ekledi: “Hepsini ben seçtim, kimseye bir şey diyemem ama çok zorlandım.” Setten oyuna, oyundan sete koştururken yolda makyajını sildiğini anlattı. “Mental olarak da yoruyor, aile ortamın oluyor, birilerine yetmen gerekiyor ama kendine yetmek de önemli” diyerek, bu yoğunluğun bedelini sorguladı: “Bir daha bu kadarını yapar mıyım, cesaret eder miyim?” Özge’nin bu içten itirafları, oyunculuğun perde arkasındaki zorluklarını gözler önüne serdi.
Tiyatro Aşkı: “Biletler 10 Dakikada Tükeniyor”
Sohbet, Özge’nin tiyatro projelerine kaydı. Melis’in “Biletler 10 dakikada bitiyor, ek seans açıyorsunuz, o da tükeniyor!” sözlerine Özge, Balat’ta oynadıkları interaktif oyundan bahsetti. “Kafede geçen bir oyun, seyirci gerçekliğin ortasında izliyor. Camdan sarhoşlar geçiyor, son ses müzikle araba gelip oyuna karışıyor” diyerek, sahnenin dinamizmini anlattı. Rol seçimiyle ilgili ise, “Zeynep’i değil, Nilay’ı seçtim, daha oyuncaklı geldi” dedi ve ekledi: “Seyirci interaktif sanıyor ama değil, sadece gerçeklik içinde akıyor.” Bu proje, Özge’nin tiyatro tutkusunun ne kadar canlı olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Çocukluk ve Kariyer Başlangıcı: “8 Yaşında Şehir Tiyatrosu’na Girdim”
Melis’in “12 yaşından beri oyuncu olmak delilik mi, yoksa aileden mi?” sorusuna Özge, “8 yaşında balerin olmak istiyordum, aileden dolayı dansın içindeydim” cevabını verdi. Ancak yolunun tiyatroya evrildiğini anlattı: “Şehir Tiyatrosu’nun çocuk biriminin sınavına girdim, oradan devam etti.” Ebeveyn penceresinden gelen bir soru üzerine ise, “Ada çok istiyor ama erken buluyorum” diyen Melis’e, Özge kendi deneyiminden yola çıkarak, “Beni sosyalleştirdi, cesaretimi geliştirdi. İlk paramı 12 yaşında kazandım, 12 bin lira, o zamanın parası!” diyerek güldü. Bu anılar, Özge’nin kariyerinin temel taşlarını nasıl attığını gösterdi.

Kişilik Testi ve Mektup: “Kendime Hatırlatıyorum”
Melis’in “Kişilik testi yapalım” önerisiyle sohbet daha da renklendi. Özge’ye okunan cümlelere “Bu benim” ya da “Ben değilim” diyerek yanıt verdi, ardından Melis’ten duygusal bir mektup dinledi: “Hiç kaybolmayan bir merak, hem hediye hem bela bir beyin… Korkularını elinde oynatabilmek bir güç ister. Önce kendini takdir etmeyi öğrenmen gerekiyor.” Özge, “Anlaşılmak güzel, bayağı iyi olmuş” diyerek duygulandı. Bu bölüm, Özge’nin iç dünyasına derin bir bakış sundu.
Sosyal Medya ve “Bu Çok Normal” Serisi
Özge’nin Instagram’da başlattığı “Bu Çok Normal” serisi de konuşuldu. “Herkesin delirdiğini fark ettim, mental sağlığımızı biraz geçmişte bıraktık” diyen Özge, bu seride unuttuğumuz gerçekleri hatırlattığını belirtti: “Kendime söylüyorum aslında, bildiğim ama unuttuğum şeyleri.” Melis’in “Podcast yapmalısın” önerisine ise, “Not alıyorum, konuşmaktan besleniyorum” diyerek sıcak baktı. Özge’nin dijital dünyadaki samimi yaklaşımı, izleyicilerden de tam not aldı.
Pozitiflik ve Travma Sonrası Büyüme
Pozitiflik üzerine konuşurken Özge, “Tercih meselesi, ama 7/24 iyi hissetmek diye bir şey yok” dedi ve ekledi: “İyi hissetmemek de haktır, normaldir.” Melis’in Emine’nin deprem hikayesini paylaşmasıyla sohbet derinleşti. Özge, “Travma sonrası büyüme diye bir şey var, sanat bunun bir örneği” diyerek, Bosna Savaşı’nda sahneye çıkan oyuncuları örnek gösterdi. Psikoloji ve sanatı birleştirme hayalini de paylaştı: “Test konum bu olacak, sanatın travmatik süreçlerdeki etkisi.”
O Mu Bu Mu Oyunu ve Kahkahalar
Programın eğlenceli anlarından biri, “O mu bu mu” oyunu oldu. Özge, yapımcı ve oyuncu olarak Demet Evgar’dan Haluk Bilginer’e uzanan bir seçim yolculuğuna çıktı. “Demet’le başla, Haluk’la bitir” derken, Melis’le kahkahalara boğuldu. “Zuhal Olçay’la Haluk’u oynatırım, ben yapımcı kalırım” diyerek oyunu zekice tamamladı.
Haksızlık ve Helalleşme: “Mahkemeye Verdim”
Melis’in “Sektörde helalleşemediğin bir an var mı?” sorusuna Özge, “Haksızlık edildi, mahkemeye verdim, 5,5 sene sürdü” cevabını verdi. Ticari faizle kazandıkları davanın emsal teşkil ettiğini belirtirken, “Hak, hukuk çok kıymetli” dedi. Öfkeli biri olmadığını, artık olaylara sakin yaklaştığını da ekledi: “Şimdiki aklım olsaydı başka tepki verirdim.”
Final: Melis ile İlk Tanışma ve Kapanış
Sohbetin sonunda Özge, Melis’le ilk tanıştığı anı anlattı: “Bir doğum gününde karşılaştık, ‘Bu kadar güzel olunur mu?’ dedim.” Melis ise Özge’yi “Kadınları destekleyen, kız kardeşliğe inanan bir kadın” olarak tanımladı. Program, kulaklık oyunuyla neşeli bir kapanış yaptı: “Mıcır mıcır”ı tahmin etmeye çalışırken ikili yine kahkahalara boğuldu.
Özge Borak’tan Samimi Bir Portre
Özge Borak, Zaten Şov’da hem kariyerinin hem hayatının dönüm noktalarını içtenlikle paylaştı. Oyunculuk, tiyatro sevgisi, psikolojik farkındalık ve pozitiflik üzerine kurulu bu sohbet, izleyicilere hem eğlence hem de ilham verdi. Melis İşiten’in enerjisiyle Özge’nin doğal tavırları, programı unutulmaz kıldı. Sizce Özge’nin en etkileyici yanı neydi? Yorumlarınızı bekliyoruz!